SOCAR Türkiye, Ar-Ge ve inovasyonu sürdürülebilir bir büyümenin itici gücü olarak görüyor


Hayata geçirdiği projelerde en ileri teknolojileri kullanan SOCAR Türkiye, Ar-Ge ve inovasyonu sürdürülebilir bir büyümenin itici gücü olarak görüyor. “Enerjinin geleceği, dünyanın geleceğidir” diyen SOCAR Türkiye İnovasyon ve Global Ar-Ge Girişimleri Direktörü Dr. Magsud Mammadov, açık inovasyon yaklaşımıyla yenilikçi ürün ve proses geliştirilmesi çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini belirtti.

Tüm dünya pandeminin etkisiyle en büyük önceliklerden birinin sürdürülebilirlik olması gerektiğini daha iyi kavradı. Gezegenimizin geleceği için sürdürülebilir üretimin öne çıktığı başlıca sektörlerden biri ise enerji. Enerji üretiminde verim artışı sağlanırken doğal kaynaklar üzerindeki üretim baskısını da en aza indirecek yenilikçi çözümlerin geliştirilmesi kritik bir önem taşıyor. Burada bir katma değer yaratabilmenin yolu da Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarından geçiyor. Türkiye’nin en büyük entegre enerji şirketi olma hedefiyle yoluna devam eden SOCAR Türkiye’de de Ar-Ge çalışmaları çok yönlü faaliyetlerle sürüyor.

“Ar-Ge çalışmalarımızla faaliyet zincirindeki tüm paydaşlara ve sektöre katma değer yaratıyoruz”
SOCAR Türkiye üretim tesislerinin yer aldığı İzmir Aliağa’da 1.200 metrekarelik alanda reoloji, katalizör, polimer karakterizasyon, çevre ve biyoteknoloji, kimyasal analiz ve kromatografi laboratuvarlarıyla hizmet verdiklerini belirten SOCAR Türkiye İnovasyon ve Global Ar-Ge Girişimleri Direktörü Dr. Magsud Mammadov, “Bünyemizde ayrıca polimer işleme, polimerizasyon ve katalizör test sistemlerine olanak sağlayacak 400 metrekarelik bir pilot üretim tesisi de yer alıyor. 24 uzman personelimiz ve 6 laboratuvarımızla çalışmalarımız aralıksız sürüyor” dedi.
Ar-Ge çalışmalarıyla faaliyet zincirlerindeki tüm paydaşların yanı sıra pek çok sektör için de katma değer üreten geniş bir etki alanına sahip olduklarını belirten Magsud Mammadov, sürdürdükleri çalışmalar ve geliştirdikleri projeler hakkında bilgiler paylaştı. “Enerjinin geleceği, dünyanın geleceğidir” diyen Magsud Mammadov, açık inovasyon yaklaşımıyla yenilikçi ürün ve proses geliştirilmesi çalışmalarına hız kesmeden devam ettiklerini belirtti. Enerji sektörü adına önemli kazanımlar bekledikleri projelerden birinin Karbondioksitten Dimetil Eter (DME) Sentezi için Katalizör Geliştirilmesi olduğunu belirten Magsud Mammadov, proje hakkında şu detayları aktardı: “Projemizde SOCAR’ın üretim tesislerinden atmosfere salınan karbondioksitin doğrudan değerli bir ürün olan dimetil etere (DME) dönüştürülmesi için katalizör ve proses geliştirilmesi hedefleniyor.”

“Circular TwAIn projesi, Avrupa Komisyonu Ufuk Avrupa Programı (HEUROPE) kapsamında fonlanmaya hak kazandı”
Faaliyet altyapılarına entegre ettikleri yeni ürün ve proseslerle verimli ve sürdürülebilir üretime her zaman öncelik verdiklerini belirten Mammadov, “Bu kapsamda geliştirdiğimiz ilk dijital proje olan Circular TwAIn ile dijital teknolojileri sürdürülebilir bir üretim adına çok daha etkili sonuçlar almak için kullanacağız. Orta ve uzun vadeli dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve enerji optimizasyonu stratejilerimizin geliştirilmesine hizmet edecek olan Circular TwAIn projesi, İspanya, Almanya, İtalya, Lüksemburg, Kıbrıs ve Norveç’ten 10 uluslararası partnerin paydaşlığında ilerleyecek. SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon olarak geliştirdiğimiz ‘CO2 Fokus’, ‘CARMOF’ ve ‘NEFERTITI’ projelerimiz, daha önce EU Horizon 2020-Karbon Yakalama, Depolama ve Kullanım Programı kapsamında fon almaya hak kazanmıştı. Partneri olduğumuz Circular TwAIn projesi, AB fonlarınca desteklenmeye değer görülen dördüncü projemiz oldu. Yenilikçi projelerimiz ve uluslararası iş birliklerimizle, sürdürülebilir gelecek için katma değer yaratmaya odaklanan çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

“Yüksek verimle çalışan katalizör formülasyonlarımızı geliştirdik”
İlk kez ve lisans bedeli ödemeden, daha yüksek verimle çalışan kendi katalizör formülasyonlarını da geliştirdiklerini belirten Mammadov, “Bunu ticari ölçekteki fabrikalarımızda uygulamaya aldık. Enerji verimliliği de sağlayan projelerle CO2 emisyonunu da azalttık. Üretim süreçlerinde uygulamak üzere pilot ölçekli proseslerimizde yeni bir yaklaşımla optimizasyon çalışmaları yürütüyoruz. Bu sayede, üretim verimliliği/kapasite artışının yanı sıra enerji ve su kullanımının da azaltılması mümkün olabilecek” bilgisini aktardı.

“Dış sektörlere yönelik inovatif ürün ve prosesler üzerinde de çalışıyoruz”
Dış sektörlere yönelik yenilikçi ürün ve proseslerin geliştirildiği Ar-Ge faaliyetlerine de devam etiklerini ifade eden Mammadov, “Örneğin beyaz eşya ve ambalaj sektörlerine yönelik yeni ürün geliştirme çalışmalarımız kapsamında, tamamı ithal edilen ve katma değeri olan eğrilme direnci yüksek PP ve neck-in değerleri düşük olan LDPE gibi inovatif termoplastik özel ürün türleri geliştiriyoruz. Ambalaj sektörüne yönelik olarak maliyet düşürücü yeni ürün formülasyonlarını araştırdığımız bir çalışmamız da sürüyor. Filmlik ürünlerde yeni nesil girdiler ile geliştirilen formüller sayesinde önemli maliyet düşüşleri elde edilirken günümüz makinelerinin ürün işleme hızları ve sürekliliğine uygun olarak üretilen özel ürünlerimizi, alınan geri dönüşlere göre yeniden tasarlayarak geliştiriyoruz” diye konuştu.

“Atık yönetimi ve geri dönüşümde de yenilikçi teknolojiler”
Atık suların arıtımında kullanmak amacıyla çevresel biyoteknoloji ürünleri üzerine de araştırmalar yaptıklarını anlatan Mammadov, atık plastiklerin kimyasal geri dönüşümü çalışmalarıyla da grup şirketlerinden Petkim’in temel hammadde girdisi olan nafta için de alternatif bir kaynak geliştirmeyi ve bununla çevre ve sürdürülebilir ekonomiye önemli katkıların elde edilmesini hedeflediklerini söyledi. Mammadov, “Projemiz kapsamında ODTÜ iş birliğiyle yürütülmekte olan araştırmalarla; atık plastiklerin, kendisini oluşturan nafta benzeri bir hammaddeye dönüştürülerek geri kazanılması için etkin bir plastik geri dönüşüm teknolojisi geliştirilmesi amaçlanıyor” dedi.

“Türkiye’de 3D yazıcı ve ürünlerine yönelik ekosisteminin kurulmasında TÜBİTAK-SAYEM projesinin hayata geçmesinde önemli bir rol oynuyoruz”
TÜBİTAK-SAYEM projesi ile ilgili bilgi veren Mammadov, “SOCAR Türkiye Araştırma Geliştirme ve İnovasyon A.Ş. ve TÜBİTAK-SAYEM (Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması) kapsamında 3D-Eklemeli İmalata Yönelik Yerli ve Özgün Tasarım, Malzeme, Üretimi ve Tezgah Teknolojilerinin Geliştirilmesi başlıklı proje başvurusu TÜBİTAK Yenilik Destek Programı Uygulama Esasları çerçevesinde, atanan bütün hakemler tarafından yüksek not alarak desteklenmeye değer bulundu.
Geniş bir ekosisteme sahip olan projenin bütçesi 75 milyon TL olarak belirlendi. Projede, Türkiye ve dünya çapında tanınmış, konusunda uzman olan 23 proje ortağı firma ve üniversite yer alıyor.
Ekosistem içinde ASELSAN Elektronik Sanayi, ROKETSAN Roket Sanayi, FORD Otomotiv Sanayi, TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayi Aş., Ermaksan Makine Sanayi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi yer alıyor. SOCAR Türkiye Araştırma Geliştirme ve İnovasyon A.Ş., projenin önemli bir ayağı olan SLS Eklemeli İmalat Teknolojisi İçin Termoplastik Ürünlerin Geliştirilmesi kısmında görev alıyor” şeklinde konuştu.